Zorluk mu çok? Zafer mi az?
- Burak Öztunalı

- Jul 23, 2020
- 1 min read

İlk işlerine başlamaya hazırlanan genç arkadaşlarım, altı yaşından beri bugünlere hazırlandınız.
Bu gün önemli. Nasıl başlar ise öyle gider. İlginiz olan merak ettiğiniz, mutlu olacağınızı düşündüğünüz alanda iş başvurunuz kabul gördü ve başlıyorsunuz.
Bugüne gelene kadar kiminiz yüksek lisans yaptı, kiminiz kişisel gelişim kitapları okuyup sertifika programlarına, kurslara katıldı. Belki de bunların tümünü yaptınız. Bundan sonra, kararlar, çaba, sonuçlar, riskler, emek, şans hepsi birleşecek ve iş yaşamınızı oluşturacaklar.
Bakkal hesabı ile önünüzde yaklaşık 500 maaş çeki var. Her ay bir tanesi maaşınız olarak hesabınıza yatırılacak. Asgari hedef bu 500 maaş çekini herhangi bir ayı aksatmaksızın elde etmek.
Etrafımız başarı hikayeleri, motivasyon yöntemleri, zenginlik kılavuzları ile dolu. Bunlar değerli ve içlerinde sizlere yardımcı olacak bilgiler, tecrübeler, perspektifler var.
Ancak sevdiğim bir söz ‘’Roma bir günde kurulmadı’’. Siz de kendinizi çok kısa sürede inşa edemeyebilirsiniz. Bu blogu okuyanların düşünmesini istediğim şey başarılı bir iş yaşamı inşa ederken izlenebilecek pek çok (onlarca-yüzlerce) yol olduğu ancak pek az sayıda olan (üç-beş) hataların tamamen göz ardı edildiği gerçeğidir.
İş seçiminde kararınız isabetli de olsa isabetsiz de olsa ilk düşünmeniz gereken tuttuğunuz kariyer yolunda ne kadar acıya katlanabileceğiniz olmalıdır. Zira bir iş gününde zafer, mutluluk, başarı, tatmin ne kadar istenen ve doğal olansa, sıkıntı, ekstra gayret, aksilik, zorluk da o kadar doğaldır.
Kariyerler başarıların yeterli gelmemesinden, zaferlerin sayısının azlığı ile tatmin olmamaktan daha çok sıkıntıya katlanılamaması veya zorlukların aşılamamasından sekteye uğrar.
Her çalışanın işte ne yapmayı daha çok seviyorum sorusundan çok, ne işi yapmak için en fazla acıya katlanırım sorusuna yanıt araması daha akıllıcadır. Zorlukların üstesinden gelebilmek gerekir.




Comments