Yazılı İletişimde Duyguları İfade Etmek: Mesajımı Yumuşatmalı Mıyım?
- Burak Öztunalı

- Aug 6
- 2 min read
Updated: Sep 11

Kısa Mesajlarla İletişim Kurmak
Kısa mesajla iş bitirmek, farkında olmadığımız ama belki de en çok kullanmak zorunda kaldığımız yeni yeteneğimiz. Birine bir şey yazdın, gönderdin. “Çok kısa oldu galiba.” dedin. Karşıdan cevap gelmedi. “Yanlış mı anladı acaba?” dedin. Bu iç ses insanı bitiriyor.
Yüz yüze konuşurken tonlama, mimik, göz teması ve beden dili gibi unsurlar vardır. Yani söylediklerine eşlik eden o altyapı yazışmalarda yok. Sadece doğru kurulması gereken cümleler ve yerinde yazılmış kelimeler var. Kelimeler bu kadar yalnız kaldığında yoruma açık hale geliyor. Nokta koyduğun bir cümle netlik yerine soğukluk hissi yaratabiliyor. “Tamam.” yazmak bazen “Tartışmayı kapattım.” gibi algılanıyor. Halbuki sen sadece tamam demişsin.
Duyguların Yanlış Anlaşılması
Carnegie Mellon Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, yazılı dijital iletişimde duyguların doğru anlaşılma oranı sadece %56. Yani birine bir mesaj gönderdiğinde, o kişi neredeyse iki mesajdan birinde seni yanlış anlıyor. Üstelik bu oran yakın arkadaşlar arasında bile değişmiyor. Yani iletişimde “beni tanır zaten” güveni hiç bir işe yaramıyor.
Michigan Üniversitesi’nde yapılan başka bir çalışmada, kısa yazılı mesajların istemeden çatışma yaratabileceği ortaya çıkmış. Özellikle “noktalı” cümleler, mesafeli, soğuk ve hatta kızgın olarak algılanıyormuş.
Bir İngiltere merkezli araştırmaya göre de, insanlar dijital iletişimdeki yanlış anlaşılmalar yüzünden yılda ortalama 112 saat zaman kaybediyor. Düşünsene, neredeyse 14 iş günü!
İletişim Araçlarının Önemi
Bir de hatalı iletişim aracı kullanmak var. Sen mail yazıyorsun, patronun Slack’te seni bekliyor. Sen GIF’li cevap veriyorsun, öbürü “bu ciddi bir konu” diye laf sokuyor. Bazı mesajlarda yalnızca üç kelime var ama arkada sayfalarca yanlış anlaşılma potansiyeli yatıyor.
Yazılı iletişimde en zor şey “duygu göstermek”. Çünkü gösteremiyorsun. Yazıyorsun sadece. Bu yüzden insanlar emoji kullanıyor. Bu yüzden insanlar “: )” gibi işaretlerle tonu yumuşatmaya çalışıyor. Bunlar boşuna değil. Harvard Business Review’da yayınlanan bir makaleye göre, yazılı mesajlaşmalarda küçük jestler (gülümseme, nazik bir kelime, kısa bir teşekkür) ilişkisel sıcaklık yaratıyor ve insanların birlikte çalışma motivasyonunu %30 artırıyor.
Genç Profesyoneller İçin Önemi
Yeni mezunlar ve genç profesyoneller için bu daha da önemli. İlk işlerde, ilk yazışmalarda, ilk toplantı taleplerinde ya da ilk teşekkürlerde yanlış bir tonda görünmek bütün algıyı etkiliyor. Yazıyla “soğuk” görünen biri, yüz yüze ne kadar sıcakkanlı olursa olsun o ilk izlenimi değiştirmekte zorlanabiliyor. Dijital dünyada yazdığın, seni temsil ediyor. Belki seni anlatmıyor ama en azından nasıl algılandığını belirliyor.
“Mesajımı yumuşatmalı mıyım?”, “Bu cümle yanlış mı anlaşılır?”, “Nokta mı koysam yoksa emoji mi eklesem?” Önemli gördüğümüz bir mesajı yazarken yanımızda güvendiğimiz arkadaşımıza sorduğumuz doğal sorular oldu bunlar.
Bağlam ve İlişki
Ve bu soruların cevabı çoğu zaman bağlama, ilişkiye, hatta o günkü ruh haline göre değişiyor. Ama kesin olan bir şey var: Yazılı mesajlarda dil, sadece iletişim aracı değil, aynı zamanda ilişki belirleyicisi. Çünkü yazılı metinlerde sesin yok ama sözcüklerin tonu var. Her zaman söylerim, anadilini iyi bilmek her döneme damga vurabilir :)
Sonuç
Sonuç olarak, yazılı iletişimde duyguları ifade etmek oldukça önemlidir. Kısa ve net mesajlar göndermek, bazen yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Bu nedenle, mesajlarımızı yazarken dikkatli olmalıyız. Duygularımızı ifade etmek için kelimeleri özenle seçmeli ve gerektiğinde emoji gibi araçları kullanmalıyız. Unutmayalım ki, etkili iletişim, başarılı ilişkilerin temelidir.




Comments