Tam olarak ne yapmamı istiyorsun?
- Burak Öztunalı

- May 5, 2020
- 2 min read
Updated: Oct 22
İnsan bir iş günü bittiğinde genel olarak üzerine düşeni yaptığı hissini taşır. Önüne gelen görevleri tamamlamış, kendine sorulan sorulara cevap vermiş, mutlu mesut evine döner.
Sonra ertesi güne başlar yine aynı tempo ve aynı mesai, bu rutin, şirketlerde çalışan pek çok kişinin hissettiğidir.
Kendisini verimli hissedenler, genel olarak yaptıklarını, kendi pozisyonlarına yakın diğer çalışma arkadaşları ile kıyaslarlar. Ve eğer bu çalışma arkadaşları da benzer rutinler içinde günlerini tamamlıyorlarsa herkes işini yaptığını, görevini yerine getirdiğini hisseder.
Yöneticiler de, diğer çalışanlar gibi çeşitli karakter özellikleri, çeşitli vizyonlar ve iletişim yeteneklerine sahiptir. Ekibini sürekli geliştiren, onlarla iletişimi en uygun şekilde yürüten çok yetenekli insanlarla karşılaşacağınız gibi, bu konularda kendisi de gelişme ihtiyacında olan amir ya da patronlarınız olabilir.
Gelişme peşinde iseniz, şu 3 durumun en az ikisinde yapmanız gerekenler var.

Çalışanın yaptığının yeterli olduğunu düşündüğü fakat amirin daha fazlasını beklediği durumlar en sık karşılaşılan durumlardır.
Bu bir sorundur ve kariyeri kötü yönde etkilemesi çok muhtemeldir.
Hal bu ki, çalışan her fırsatta amirine “ sizin için yapmamı istediğiniz bir şey var mı?” ya da amir bir iş verdiğinde “sizin için tam olarak ne yapmamı istiyorsunuz ?” sorularını rahatlıkla sorsa, sorun kolayca aşılır. Bunları yapmaktan çekinmeyin. Amiriniz, çekingen biri bile olsa sizin bu şevkiniz, onun sizden beklediği ve sizin gözden kaçırdıklarınızı, size kırmadan dökmeden aktarmasının yolunu açar ki bu iki taraf için de çok değerlidir.
Çalışanın yaptıkları ile amirin bekledikleri örtüştüğünde durum idealdir. Buna yapılacak çok yorum yok, yalnızca yaratıcı ve yenilikçi fikirleri paylaşma fırsatlarını kaçırmayın derim. Amir de kendi rutininde gözden kaçırabileceği fırsatlar için çalışma arkadaşlarından alacağı desteği değerli bulur.
Çalışanın yaptıklarının amirin beklediğinin üzerinde olduğu durumlar şahane gibi görünmekle birlikte en tehlikeli olanlardır. Zira yeni olanın siz olduğunu unutursanız, şirkette mutsuz olmanız, iletişim kazalarına sebep olmanız kaçınılmaz olur. Bu durumda benim önerim 1. ve 2. durumlar için önerdiklerimin ikisinin de aynı anda uygulanmasıdır. Yani hem işe artı katkı sağlayacak yeni fikirlerin paylaşılması hem de ekstra sorumluluk ve görevin açıklıkla sorularak istenmesidir. Bunları daima diyalog ile götürmek en doğru olandır.
Unutmayın amirin işleri sizin beklediğinizden yavaş tutması sizin henüz edinmediğiniz bir tecrübenin sonucu olabilir. Asla ondan habersiz geliştirmelere kalkışmamak gerekir.
Burada yakalanacak uyum, şirketin sizden beklediği katkının ta kendisidir.




Comments