Okul Kantini
- Burak Öztunalı

- Aug 13, 2020
- 1 min read

‘’Burayı okul kantini mi zannettin?’’… Genç çalışma arkadaşlarımın kendilerinden daha tecrübeli olan ya da öyle gözüken diğerlerinden bu sözleri duyduklarına her şahit oluşumda kalbim kırıldı.
Böyle bir tatsızlıkla karşılaşmamak için daha birinci günden itibaren düşünülmesi gereken bir durum var. Okulu öğrenciler, iş yerini ise mallar, hizmetler, müşteriyi memnun edecek sonuçlara ulaşmak doldurur.
Bu sebeple okul ve iş yerini karşılaştırdığımızda bir takım konuların çok benzer olmasının yanı sıra, bazı alanların olabilecek en keskin şekilde ayrılacağını en erken zamanda anlamamız gerekir.
Ders çalışmak ile iş bitirmek asla aynı şey değildir.
Mesai bir okul günü değil, toplantı bir sınav asla değildir.
Geliriniz, yüksek notlarınızla artmaz.
Kahve molası tenefüse benzetilebilir ama saat başı hak edilen bir şey değildir, çok yoğun bir eforun sonunda bile bazen fırsat bulunamaz.
İş geliştirebilmeniz ve kişisel olarak da gelişebilmeniz için ders çalışır gibi zaman ayırmanız gereken konular, okuma yapmanız gereken belgeler olabilir ama bunlardan sınava tabi tutulmaz aksine bunlardan öğrendiklerinizle kararlar vermeniz, aksiyonlar almanız, işlerin kalitesine olumlu etki etmeniz beklenir.
Sizlere, şirkete ve işlere uyum sağlamada yol gösterecek mesai arkadaşlarınız, amirleriniz tabii ki olacaktır, derslere çok benzeyen çeşitli salon eğitimlerine de tabi olacaksınız. Ancak unutmayın ki bu mentorler dahi öğretmen sayılamazlar çünkü burada amaç bir konuyu çok iyi anlamanız ve sizin hayattaki başarınızı daha artırmak değil, şirketin müşterilerine verdiği hizmet kalitesini yükselterek karlılığı ve sürdürülebilirliği sağlamaktır.
İşe ilk başladığınızda üzerinizdeki en büyük görev içinde bulunduğunuz şirketin ne değer yarattığına kafa yormak, ve buna sizin orada bulunduğunuz her an hangi yetenek ve yetkinliklerinizle katkı sağlayabileceğinize karar vermektir. Gerisi kolayca gelir.




Comments